Domus Aurea (Latince "Altın Ev"), 64 yılında Roma'da meydanan gelen Büyük Roma Yangını yangını sonucu, Esquiline tepesi eteklerindeki Aristokratlara ait evlerin yanmasıyla ortaya çıkan geniş alandan faydalanmak isteyen Roma İmparatoru Nero tarafından yaptırılmış olan ve büyük bir alana yayılan portikolu villa.1
Yangın ve 68 yılında Nero'ya düzenlenen suikast arasında kalan kısa sürede tuğla ve betondan inşa edilen yapıya adını veren altın yapraklar, sarayın süslemesi için kullanılan yegane malzemeler değildi: stuko tavanların üzerine yarı-değerli taşlar iliştirilmiş, fresklerle süslü duvarlar fildişi ile kaplanmıştı ve tüm bunlar sarayın farklı konularla dekore edilmiş çok sayıdaki odasıyla eşgüdüm içindeydi.2 Yaşlı Pliny saray yapılırken orada bulunmuş ve bundan Naturalis Historia (Doğla Tarih) adlı eserinde bahsetmiştir.3
Suetonius, Nero ve Domus Aurea hakkında şöyle der:
Bina bitirildiğinde ve (Nero) teslim aldığında, sonunda insan gibi bir eve sahip olduğunundan başka binayı beğendiği yönünde bir şey söyleme lütfunda bulunmadı.4
Her ne kadar Domus Aurea'nın yapı kompleksinin bir kısmı Palatine, Esquiline ve Caeliannın yamaçları ve bataklık zemindeki insan yapımı bir göl tarafından örtülmüş de olsa, Domus Aurea'nın kapladığı alan hakkındaki veriler tahmindir ve çoğunluğu henüz kazılmamıştır. Bazı bilim adamları bu alanın 300 acres'den (300 acres = 1 214 056.93 m²) fazla olduğunu söylerken5 diğerleri tahminen 100 acres'den (100 acres = 404 685.642 m²) küçük olduğunu iddia ederler.6 Suetonius bu yapı kompleksini küçük bir koruya, otlayan koyunlara, üzüm bağlarına ve yapay bir göle sahip "şehir içinde bir taşra" olduğu için "batırıcı bir savurganlık" olarak tanımlar. Nero aynı zamanda Yunan Zenodorus'u kendinin 35,5 m (120 RF) yüksekliğinde devasa bir Bronz heykelini (Colossus Neronis) yapmakla görevlendirmişti7 Yaşlı Pliny heykelin yükseliğinin 30.3 m (106.5 RF) olduğunu yazar8. Heykel, sarayın Via Appia üzerindeki ana girişi üzerinde,9 yapıyı şehirden ayıran büyük portikolu bir atrium'un içine yerleştirilmişti.10 Bu heykel bir ihtimale göre Nero'yu, Yaşlı Pliny'nin görüp benzettiği, güneş tanrısı Sol olarak betimlemişti.11. Bu fikir tarihçiler arasında kabul görmüştür12 ancak bazıları heykel yapıldığında Nero henüz sağ olduğu için Sol olarak tasvir edilemeyeceğini düşünürler.13 Heykelin yüzü üzerinde Nero'nun ölümünden kısa bir süre sonra ve Vespasian’ın saltanatı sırasında gerçek bir Sol heykeli olmasını sağlamak için değişiklikler yapılmıştır.14 Heykel daha sonra İmparator Hadrianus tarafından mimar Decrianus ve 24 fil yardımıyla15Flavianus Amfiteatrı yanındaki yeni yerine taşınmıştır. Bu Amfitiyatro, "Colosseum" olan diğer adını Orta Çağlarda yanında bulunan bu heykelden almıştır.
İçerisinde herhangi uyuma bölmesi bulunmayan 300 oda, Altın Evin bir parti villası olduğu gösterir. Nero'nun kensi sarayının kalıntıları Quirinal Tepesindedir. Garip bir şekilde yapıda henüz bir mutfak ya da tuvalet açığa çıkarılmamıştır.
Zengin çeşitlilikte planlara sahip odalar, göz alıcı, parlak beyaz mermerlerle kaplanmış, gün ışığından daha fazla faydalanabilmek için nişler ve eksedralarla düzenlenmişti. Katlarda havuzlar vardı ve koridorlarda çeşmeler şırıldayarak akıyordu. Tacitus'un Yıllıklar adlı kitabına göre, Nero projenin her detayıyla yakından ilgilenmiş ve aynı zamanda Misenum'u Avernus gölüne bağlayacak bir kanal projesinden de sorumlu olan mühendis-mimarlar Celer ve Severus'u bizzat denetlemişti.16
Domus Aurea'nın savurganlıklarından bazıları geleceğe ayna tutmuştur. Mimarlar, ana yemek salonlarından ikisini sekizgen bir avlunun yanlarında olacak şekilde konumlandırmışlar ve aydınlatma sorununu kubbede açtıkları devasa bir oculus'la çözmüşlerdir.17 Böylesi bir kubbe, Pantheon gibi dinsel yapılar dışında ilk kez kullanılmış ve yine Beton yapı tekniğinin ilk kullanılan örneklerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Bir yenilik, geleceğin sanatına büyük bir etki etmiştir: Nero daha önceden kullanımı sınırlı olan mozaikleri kubbeli tavanlarda kullanmıştır. Sadece bazı parçalar günümüze ulaşmıştır ancak yapım tekniği yaygın olarak taklit edilmiş ve Hristiyan sanatının önemli özelliklerinden biri haline gelmiştir: Apsis mozaikleri Roma, Ravenna, Sicilya ve İstanbul'daki pek çok kilisede kullanılmıştır.
Celer ve Severus, aynı zamanda köleler tarafından hazırlanan ve tavanı kubbenin altında dönen bir gökyüzü haline getiren zekice planlanmış bir mekanizma kurmuş, bu aletten yemek için toplanların üzerine parfümler sıkılmış ve gül yaprakları dökülmüştü. Nero'nun politik düşmanları tarafından uydurulmuş olmaları mümkün bir hikâyeye göre bir gün o kadar çok gül yaprağı dökülmüş ki zavallı misafirlerden biri boğularak ölmüştür (benzer bir hikâye İmparator Elagabalus için de anlatılır).
Altın Ev 1999 yılında dört yıl aradan sonra yeniden açıldığında, arkeolog Wallace-Hadrill röportaj yapmaya gelenlere "her zaman en iyi partileri Nero verirdi" demiştir. "Ölümünden üç yüzyıl sonra bile onun portresini taşıyan nişanlar halk eğlencelerinde halâ dağıtılıyordu." Bir sanatçı olarak konumuna takıntılı biri olan Nero, partileri bir sanat çalışması olarak addediyordu. Partilerinin resmi planlayıcısı Petronius'tur.
Neredeyse tüm yüzeyleri kaplayan fresklerin hepsi tam olarak bitirilmemişti. Baş sanatçılardan biri Famulus'tu ( bazı kaynaklara göre Fabulus). Fresko tekniği, ıslak sıva üzerinde çalışıldığından, hıza ve güvenli dokunuşlara ihtiyaç duyar: Famulus ve atölyesi oldukça büyük bir alana yayılmıştı. Pliny, Doğal Tarih adlı eserinde Famulus'un sadece her gün doğru ışığın mümkün olduğu birkaç saatte çalışmaya gittiğinden bahseder. Famulus'un sakin tarzı, kompozisyonlarına mükemmel bir uyum ve şaşırtıcı bir zarafet vermiştir.
Yaşlı Pliny, Amulius18 adından bir ressamı domus aurea'nın baş ressamlarından biri olarak sunar.
Romalılar grafiti sanatının en erken ve eleştirisel örneklerinden bazılarını vermişlerdir;
ROMA DOMUS FIET: VELOS MIGRATE QUIRITES
SINON ET VEIOS OCCUPET ISTA DOMUS
<!-- -->"Tüm Roma bir ev haline gelecek - "quirites",
"Evini, o ev Veii'yi de yutmadan önce Veii'ye taşı."
Nero'nun ölümünün ardından, Altın Ev yerine geçen ardılları için mali sıkıntılara neden oldu. Ön cephedeki mermer kaplamalar, değerli taşlar ve fildişleri söküldü. Nero'nun ölümünden kısa bir süre sonra yaklaşık 2.6 km² bir alana yayılan yapı kompleksinin üstü toprakla dolduruldu ve üzerine 79 yılında bir kısmının inşaatı zaten bitirilmiş olan Titus Hamamları inşa edildi. Saray yapısının merkezinde bulunan gölün üzerine Vespasian tarafından Flavianus Amfiteatrı yaptırıldı.19 Trajan Hamamları20 ve Venüs ve Roma Tapınağı'da bu bölge üzerine inşa edildi. Sadece 40 yıl içinde yeni yapıların altında kalan Altın Ev tamamen yok edildi ancak bir paradoks olarak bu işlem duvar resimlerinin rutubetten korunarak günümüze kadar ulaşmasına yardımcı oldu.
15. yüzyılda genç bir Romalı kazara Aventine'nin yamaçlarında bulunan bir yarığın içine düşünce kendini boyanmış figürlerle dolu garip bir mağara ya da grottanın içinde buldu. Kısa bir süre sonra Roma'nın genç sanatçıları kendi gözleriyle görmek için iplerle bu yarıktan içeri inmeye başlayacaklardı. Dördüncü stil freskler açıkta kaldıklarından günümüzde sıva üzerinde gri lekeler solmuştur ancak o zamanlar bu yeni keşfedilen*Grotesk* 21 süslemeler, Roma'ya henüz ulaşmış olan erken Rönesans'ta heyecan yaratmıştı. Pinturicchio, Raffaello ve Michelangelo yer altına inerek bu süslemeleri incelemişlerdi (buraya geldiklerini tüm dünyaya duyurmak için isimlerini duvarlara kazımışlardı) ve resimler antik dönemin gerçek dünyasının ifşasıysı. Turistler tarafından duvarlara imza atanlar arasında Casanova, Marquis de Sade, Domenico Ghirlandaio, Martin van Heemskerck ve Filippino Lippi de bulunmaktadır. 1 .
Bu dönemde bulunan ve aralarında Laocoon ve Oğulları ve Venüs Kallipigos'un da olduğu klasik sanat eserlerininden bazılarının Domus'un içinde ya da etrafında bulunduğu iddia edilmiş olsa da, günümüzde bu fikre şüpheyle yaklaşılır. (Yüksek kaliteli sanat eserleri Domus'un yıkılmasından önce Barış Tapınağı gibi yerlere taşınmıştı).
Fresklerin Rönesans sanatçıları üzerine etkileri geçici ve derin olmuştu (En iyi şekilde Raffaello'nun Vatikan Loggialarında yapmış olduğu süslemelerde görülebilir.) ve beyaz duvarlar, narin perdeler, friz şeritleri— figür ya da manzara içeren çerçeveli alanlar— aralıklarla, özellikle de 18. yüzyıl Neoklasizminde gözde süsleme malzemeleri olarak kullanıldı ve Fabullus'u (Domus Aurea'nın duvar resimlerini yapan ressam) sanat dünyasının kendisinden en çok etkilenilen ressamlarından biri haline getirdi.
Ancak bu arada buluntular rutubetli ortamda kaldığından, kaçınılmaz olarak yavaşça çürümeye başladı. Şiddetli yağmurlara bağlı olarak da topraktan tonozlar da yer yer çökmeler baş gösterdi.22
Bina şartları ve ziyaretçilerin güvenliği ile ilgili gittikçe artan endişeler göz önünde bulundurularak yapı 2005 yılında restarosyan için yeniden ziyarete kapatıldı. Yapı topluluğunun bir kısmı 6 Şubat 2007 tarihinde yeniden ziyarete açıldı.
Domus Aurea adı modern zamanlarda zenginlik, bolluk ve lüksle eş anlamlı hale geldi. Bu ad, tarihsel olarak zenginliği çağrıştırdığından ticari amaçlı olarak lüks otellerden kaliteli şaraplara kadar uzanan geniş bir yelpazede kullanım alanı bulmuştur.
,
,
,
,
,
Kristin M. Romey, The Rain in Rome (Roma'da Yağmur), Archaeology Dergisi, cilt=54, sayı=4, sayfa=20, tarih=Temmuz/Ağustos 2001, yayıncı=Archaeological Institute of America, url=http://www.archaeology.org/0107/newsbriefs/rome.html , format=HTML, id=ISSN: 0003-8113, 2008-02-12 tarihinde erişildi,
Yaşlı Pliny (77 civarı). Doğal Tarih.
,
Spartianus, Aelius (117-284). Historia Augusta: Hadrian'ın hayatı.
P.G. Warden, The Domus Aurea Reconsidered, Journal of the Society of Architectural Historians Dergisi, cilt=40, sayfa=271-278, tarih=1981,
Orijinal kaynak: domus aurea. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Roth ↩
Ball: 21 ↩
Pliny xxxvi.111 ↩
Suetonius Life of Nero, 31 ↩
Roth: 227 ↩
Warden 1981:271 ↩
Pliny xxxiv.39 ↩
Boethius 1960:110 ↩
Pliny xxxiv.46 ↩
Claridge 1998: 271 ↩
Boethius 1960:111 ↩
Spartianus Hadrian xix ↩
Warden 1981:272. ↩
Bazı kaynaklarda Fabullus adı geçer; Smith ( Yunan ve Roma Biyografileri ve Mitolojileri Ansiklopedisi adlı eserinde) bu kişinin muhtemelen Amulius olduğunu iddia eder. ↩
Süslemelerin ilk bulunduğu yer altı mağaralarından ("grotto") dolayı bu tarzda yapılan resimler "Grotesk" olarak adlandırılır ve süslemelerin garip oluşu zaman içerisinde kelimenin anlamını değiştirmiştir. ↩
Romey (kaynaklara bkz.) ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page